29 Ekim 2012 Pazartesi


Birikmişlerden iki

ben. Ben durgun bir gölün kenarında, tam bana göre ayarlanmış taşta oturuyorum. Gölün üstündeki masmavi gök bana bakıyor, 
üstündeki gökten rengini alıp içine, 
su derinliğini, 
su karanlığını katmış, 
su da bana bakıyor. Her şeyin gözü üstümde, senin gözlerinde. Elimde bir sopa, doğuştan eğri olta misali, ucunda ip mip yok, öyle balık tutuyorum ben. Sağ üst yanımdan izliyorsun beni, 
gök kadar üstten değil, 
tanrı gözü anlatıcı yada izleyici gibi değil, 
olduğun gibi insan gibi izliyorsun beni.

Havayı biraz serin tutmuşsun, giydirdiğin kazak ılık tutuyor beni, güneş hiç batmıyor, sen öyle sanıyorsun, 
senin gözün açıkken batmıyor, 
ama sen uyuyunca batıyor o güneş. 

Sen uyuyunca bende senin aklına gelmeyen her şeyi yapıyorum, aklına gelip de o hayale kaymadığın.

Balık oluyorum ama göle girmiyorum, 
gökyüzünün sonu ile 
gölün başlangıcı arasında yüzer uçar bir halde , göl ne kadar geniş acaba diye keşfe çıkıyorum, gittikçe gidiyorum, çünkü dönüş zor olmuyor benim için
 sen gözünü açar açmaz ben, 
senin beni izlediğin noktadaki bakışına giriyorum.

sen benim farkında olmadığımı sanıyorsun ama göz kırpışlarında ben seni fark ediyorum, sonra balık hafızasıyla, kırpış arası anlarda unutuyorum.

Hep gülümsüyorum ben.
Bunu sen yapmadın, vücudumda hiçbir değişikliğe gitmedin bu hayalde ama kazağım farklı, sürekli de renk değiştiriyor, sanırım bana almak isteyip de alamadığın kazaklar bunlar. 

Saçlarım uzuyor, gözümün önüne geliyor, kararıyorum son bahar güneşinde.
Sol  yanımın gerilerinde minik bir tepecik var, ardındaki daha büyük tepelere ip ucu gibi, ben de bilmiyorum ardında ne var, sende . bence bozkır tepeler var orda , bence uzakta da olsa bir deniz var, belki uzağında bayaa.
 iklim değişiyor ve orman başlıyor ki bu kuzey ediyor. Ben bilmiyorum, sen de bilmiyorsun. Ben gölün üstünü biliyorum, genişliğini, sen onu da bilmiyorsun , çünkü o sırada gözlerin kapaklı, gözlerine uyku doluyor. Gölün hareketsizliğinden, benim hareketsizliğimden hayale yüklediğin duygunun huzur olduğunu biliyorum.
Ama biliyor musun iyi ki hareket etmiyorum, her hareket devamını gerektirirdi, tercihleri sebepleri, sonuçları sonra o hayale sığmazdı ve boşluk olurdu hatırlanmazdı. Ya da üç beş figürlü bir hareket bana kendimi tekrar ettirir dururdu.
Huzuru bulmaya da gelmiyorsun, herkesin huzuru kendine ; kapaklı bir kutu gibi de değil bu yani sakladığın yeri zamanı gelse bahsedersin bu hayallemeden ve ben bunu güvendiğin birine anlatacağını biliyorum       

bir

birikmişlerden bir


kitap:yazmak anmak için bahane bazen
velhasıl özlem beni yolladı ben orda ben oldum bide serfiraaz oldum. bugün 27 ekim
sayfa 270 satır 23 cümle "ismi serfirazdı" işte bu lekilde kayıtlara geçti bu anma. anılandan belkide andım ben serfiraazın ruhunu, hatırladım, uyandırdım ve daha neler neler.




ben:özlem bir gün bir soru sormuştu bana, yani ben atlas gibi bu soruyu da üstüme almıştım aslında bu soruyuda ben hallendirmiştim kafamda..
neden seyehat demişti
gecelerce karın ağrısı, göz kapağından kelime fışkırma sendromu yaşayıp, elimde uyuduğum kalem sorunun karşısına çıkmaya hep tetikteydi, kağıt sırtmın altında .
gece o kelimeler beni mızırdamalarıyla uyandırır ve ben doğrulur beşiğe bakardım. doğrulduğum yerden alırdım düz beyaz kağıtları ve gözümün önündeki beşikten alırdım , yazardım.


kitap:yazmak anmak için bahane bazen
velhasıl özlem beni yolladı ben orda ben oldum bide serfiraaz oldum. bugün 27 ekim
sayfa 270 satır 23 cümle "ismi serfirazdı" işte bu lekilde kayıtlara geçti bu anma. anılandan belkide andım ben serfiraazın ruhunu, hatırladım, uyandırdım ve daha neler neler.

bir kaç saatler sonra bir an-ı daha geldi
"hani suriye'ye gözlerime tutkuyla bakacak insanlar görmeye gidiyorum demiştin. nasıl oldu o tutkuyu bulabildin mi? diye sormak istedim hep"



kitap:yazmak anmak için bahane bazen
velhasıl özlem beni yolladı ben orda ben oldum bide serfiraaz oldum. bugün 27 ekim
sayfa 270 satır 23 cümle "ismi serfirazdı" işte bu lekilde kayıtlara geçti bu anma. anılandan belkide andım ben serfiraazın ruhunu, hatırladım, uyandırdım ve daha neler neler.