18 Ekim 2010 Pazartesi

Atilla ve Zafer

anlatıcı hikayesini bitirmiş bizde Nawfara kafeden çıkmıştık, hemen ordaki binlerin yürüdüğü merdivenlere oturduk. nehir kenarına oturmuş da akışı izler gibi.. biz bu çocukları nasıl tanıcaz derken arkamı döndüm Atilla..tüm Straight Street yürüyüp mushroom parka geldik siz kimsiniz biz kimiz ha bide özlem kim! onlar arapça öğrenmeye gelmişler ama bir tembelliktir almış başlarını gezmemişler çevrede.. konu yiyecek içeceklere geldiğinde suyu çeşmeden içtiğimizi ne bulursak yediğimizi söyledik alalade bir rahatlıkla! neeee diye bir haykırış, zehirlendiniz mi peki diye bir soru, valla hiç aklımıza öyle şeyler gelmedi dedik ama şeyda o anda tırstı..konu suriyenin sağlık sistemi, hastaneleri, eczaneleri, ilaç fiyatları ve bizim sahip olmadığımız sağlık sigortasına gelince bende gidip ikimize taze sıkılmış portakal suyu aldım üstüne içelim diye.. valla memleketli falan demedik felaket tellallığı yaptıkları için ordan kaçmak istedik! ama çok eğledik ve şeyda susamış gibi türkçe konuşurken ve "dur ben anlatayım" derken çok mutluydu ve sağlık sigortasını unutup maceralarımıza daldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder